Doç. Dr. Mehmet Kaplan (Resmi Web Sitesi) Genel Cerrahi Uzmanı
Hızlı Ulaşım
 » Anasayfa
 » Medikal İstatistik
 » Diyabet Cerrahisi
 » Obezite Cerrahisi
 » Doktorlar İçin
 » Hastalar İçin
 » Kıl Dönmesi
 » Video Galerisi
 » Hakkımda » Fotoğraf Albümü » Duyurular » Ziyaretçi Defteri » İletişim
 
Anasayfa » Obezite Cerrahisi » Obezite (şişmanlık) nedir?

Sevgili okurlarım, takipçilerim,

Acaba ben şişman mıyım diye merak mı ediyorsunuz veya bir yakınınız, bir arkadaşınız için bilgi edinmek mi istiyorsunuz? Sorun yok! ne için olursa olsun şişmanlık veya obezite ile ilgili her şeyi burada bulabileceksiniz. Her geçen gün buradaki bilgilere eklemeler ve güncellemeler yaparak geliştireceğiz. Sizlerin merak ettiği her şeyi açıklamaya çalışacağız.

Bizi takip etmeye devam edin lütfen..

Gerçekten şişman mısınız, değil misiniz? Öncelikle bunu çok ama çok net ortaya koymamız lazım. Peki o zaman şişmanlık nedir? tedavilere, karmaşık ameliyat tekniklerine geçmeden önce şişmanlığı tarif edelim..
Bir insanın sağlığını olumsuz etkileyecek kadar yağ depolamış olmasına obezite denir. Eğer bir insan olması gerekenden en az %20 daha fazla kilo almış ise ona artık "şişman" denir.
Eğer vücut kitle indeksiniz (VKİ) 25 ile 29.9 arasındaysa kilolusunuz demektir. Eğer VKİ'niz 30 ve yukarısı ise şişmansınız demektir.
Aşağıdaki tabloda şişmanlık dereceleri ve tanımlamalarını inceleyebilirsiniz.

 Vücut Kitle İndeksi (VKİ) Şimanlık durumu
 18.5 altındaZayıf 
 18.5 - 24.9 arasındaNormal 
 25 - 29.9 arasındaKilolu 
30 - 34.9 arasında Hafif şişman (Class I obesite) 
 35 - 39.9 arasındaŞişman (Class II obezite) 
40 - 49.9 arasında Aşırı şişman (Class III obezite, Morbid obezite)
50 ve yukarısı
Süper şişmanlık durumu
 50 - 59.9 arasındaSüper şişman 
 60 ve yukarısıSüper süper şişman 

Şimdi de VKİ nedir diye soracaksınız, hemen söyleyelim:

VKİ: boy ve kilo bilgilerine dayanılarak yapılan istatistiksel bir ölçümdür. Çok kullanılan bir ölçü birimi olmasına rağmen, VKİ vücuttaki yağ oranını belirlemez. Bu nedenle yanlış sonuçlar da verebilir. Örneğin çok kaslı ve yağ oranı düşük birinin vücut kitle indeksi, sıradan birine göre daha yüksek çıkabilir. Ama yine de vücut kitle indeksi biz sıradan insanlar için şişmanlık durumun gösteren iyi bir ölçü metodu olarak kullanılabilir.
Şimdi size matematik formülleri vererek hesap-kitapla uğraştırmayacağım..

Aşağıdaki linki tıklayarak VKİ'nizi hesaplayabilir, şişman olup olmadığınızı öğrenebilirsiniz.

Vücut Kitle İndeksi (VKİ) hesaplama


Evet, sanırım linki tıklayıp vücut kitle indeksinizi öğrendiniz. Şimdi, eğer VKİ'niz 30'un altındaysa siz şişman değilsiniz ve lütfen bundan sonraki bölümleri okumayın, çünkü vaktiniz kıymetli, sizin için daha değerli başka konulara geçin.

VKİ 30 ve yukarısında olanlar.. lütfen devam edin.. ilgilendiğiniz konu başlıklarına geçin..
İnsanlar Neden Şişmanlarlar?

İnsanlar bir çok nedenle şişmanlarlar. Aslında bunların çoğunu zaten biliyorsunuz, ama ben yine de tek tek saymak istiyorum. İşte o nedenler:
kalori ile ilgili görsel sonucu
  1. Çok fazla kalori tüketmeleri. Eski zamanlara oranla daha fazla yiyoruz. Bu durum önceleri gelişmiş ülkeler için geçerliydi, ancak şimdilerde tüm dünyada artık durum böyle. Milyarlarca liralık harcamalarla toplumun sağlıklı beslenmesi için farkındalık yaratılmaya çalışılsa da, çoğumuz aşırı yemekten kendimizi alıkoyamıyoruz. Yiyoruz, gittikçe daha fazla yiyoruz. Bir çok insan aşırı kalorinin daha çok yağ tüketmeye bağlı olduğunu düşünür, aslında durum hiç de öyle değil! Aşırı yenilen gıdanın çoğu yağ değil, karbonhidrat yani şekerden oluşuyor. Bu aşırı şeker yemenin de en önemli kaynağı şekerli içecekler.. Özellikle de gençlerde bu durum çok yaygın. Bu da yetmezmiş gibi ayrıca son yıllarda da hazır gıdaların tüketiminde de inanılmaz bir artış var. 
  2. Hareketsiz ve rahat yaşam tarzı. Televizyon, bilgisayar, video oyunları, uzaktan kumandalar, çamaşır ve bulaşık makineleri ve diğer modern cihazların hayatımıza girmesiyle birlikte bir çoğumuz anne-baba ve dede-ninelerimize oranla daha rahat ve hareketsiz bir yaşam tarzına sahip olduk. 15-20 yıl öncesine kadar alış veriş için evden çıkar, yürüyerek birkaç sokak ötedeki manav, kasap, banka vs. tek tek dolaşarak işlerimizi halleder, alış verişimizi yapardık. Ancak sonradan büyük alışveriş merkezleri ortaya çıktı ve yürümek yerine arabalarımızla oralara gitmeye başladık. Araba bağımlılığımız gelişti. Hatta bazılarımız birkaç yüz metre ilerideki yürüme mesafesindeki yerlere bile arabalarımızla gider olduk. Ne kadar az hareket, o kadar az yakılan kalori demektir. Ayrıca mesele sadece kalori olsa iyi.. fizik aktivitenin yani hareketliliğin, hormonlarımızın çalışması üzerine de ciddi etkileri var.. peki hormonlar ne yapıyor? onlar da vücudumuzun yiyeceklerle nasıl baş edeceği konusunda rol oynuyor. Örneğin bilimsel bazı çalışmalarda, fiziksel aktivitenin insulin seviyesini olumlu etkileyerek sabit bir seviyede tuttuğu gösterilmiş. Peki insulin seviyesi sabit olmasa ne olur? aynı çalışmalarda görülmüş ki sabit olmayan insulin'in kilo artışına çok ciddi etkisi var..!!! İşte size çarpıcı bir örnek daha: yatak odasında televizyon bulunan çocuklar, bulunmayanlara göre daha kilolu veya şişman oluyorlarmış.. (kaynak: Baton Rouge, LA, reported in the American Journal of Preventive Medicine,December 2012 issue). Hareketsiz yaşam tarzını meselesini sanırım anlamışsınızdır. Daha fazla uzatmadan diğer konuya geçeyim..
  3. Yeterince uyumamak. Eğer yeterince uyumuyorsanız obez olma riskiniz ikiye katlıyor. Üstelik bu risk sadece çocuklar için geçerli değil, erişkinler içinde aynı risk söz konusu. Warwick Üniversitesi Tıp Fakültesinden Prof. Francesco Cappucio binlerce erişkin ve çocuklarda yaptığı bir çalışmada uyku azaldıkça obezite riskinin ciddi oranda arttığını göstermişler. Sebebine gelice.. uykunun azalması hormonal değişikliklere neden oluyor, buna bağlı olarak da iştah artıyormuş. Sonuç olarak eğer yeterince uyumuyorsanız vücudunuzda Ghrelin denilen iştah arttırıcı hormon üretimi artar. Uykusuzluk ayrıca iştahı azaltan Leptin denilen hormon miktarını da azaltır. Bu küçük bilgileri unutmayın, aklınızın bir köşesinde dursun. Çünkü konular derinleştikçe bunları hatırlamanız gerekecek. Sanırım uyku, iştah ve kilo artışı arasındaki ilişkiyi anladık.. Hormon isimlerini ve ne işe yaradıklarını lütfen ezberleyelim.. 
  4. Hormonal denge bozucular. Örneğin yağ metabolizmasını bozan bazı yiyecekler.. Bu konuyu anlayabilmek için Barselona Üniversitesinden Dr. Juan Carlos Laguna ve arkadaşlarının, prestijli bir bilimsel dergi olan J.Hepatoloji'de yayınlanan bir çalışmasında ne bulduklarına bakalım. içeceklerde bulunan ve bir tür şeker olan Fruktoz'un vücudumuzdaki yağ-enerji metabolizmasını bozduğu, karaciğer yağlanması ve metabolik sendrom denilen bir hastalığa yol açtığı tespit edilmiş. Meyve şekeri olarak da bilinen Fruktoz karaciğerde işlenir. Fazla alındığında ise karaciğeri yorarak metabolik bozukluklara sebep oluyor. Dr.Laguna farelere fruktoz içeren içecekler verdiğinde metabolik sendroma benzer bir hastalık oluştuğunu, önce karaciğerde yağ birikmeye başladığını, daha sonra hipertansiyon, insulin direnci, diyabet ve şişmanlık geliştiğini tespit etmiş. Modern toplumlarda (ki biz de öyleyiz..), şişmanlık ve metabolik hastalıkların gelişmesinde en önemli faktör kötü beslenme alışkanlıkları ve fiziksel egzersizin olmamasıdır. Şimdi size fruktozun bir başka kötü etkisinden bahsedeyim. Fruktoz beyinde yaptığı etki ile şişmanlığa yol açıyor. Beyinde iştahı kontrol eden bir merkez var. Bu merkez aktif hale geldiğinde bir takım hormonlar salgılayarak "doyma" hissini uyandırırlar, yani bu hormonlar bize "yeter artık yeme" diye talimat verir. İşte fruktoz bu merkezi inaktif hale getiriyor, yani çalışmasını durduruyor. Bu durumda ne olur? Beyinden "Yeter artık yeme" talimatı gelmeyince, doyma hissi de olmayınca iştah açık kalacak ve kişi sürekli yemek isteyecek.. şişmanlayacak.. Peki fruktoz günümüzde en çok nereden temin ediliyor? hepinizin mutlaka duyduğu meşhur mısır şurubundan. Bir de genetiği değiştirilmiş mısırsa.. Artık vereceği zararları siz tahmin edin..
  5. Bazı ilaçlar. Bazı ilaçlar kilo alımına neden olur. Bu ilaçları şimdi tek tek saymak gereksiz olacağı için şunu bilmeniz yeterli: hangi ilaç kilo aldırır? bunu sizin bilmeniz mümkün olmadığı için, kilo almamak istiyorsanız doktorunuza özellikle rica edin. Eğer mümkünse kilo aldırmayan ilaçları tercih etsin. Ayrıca şunu da unutmayın: her ilaç da her hastada farklı etki yapar. Bir kişide kilo yapan ilaç diğerinde etkili olmayabilir. Ama eğer kilo almaya ve şişmanlığı eğiliminiz varsa ilaçlara özellikle dikkat etmenizi öneririm.. 
  6. Şişmanlık ile geçen süre. Ne kadar uzun süredir şişmansanız, kilo vermeniz de o kadar zor olur. Bir çok insan da obezitenin kalıcı olduğuna inanır. Yapılan araştırmalar da bu korkunun doğru olduğunu göstermiştir. Vücudun "normal kilo" algılayış ayarı sürekli güncelleşir. Eğer kilo aldıysanız ve bu uzun süre kaldıysa o zaman vücut bu kiloyu bir süre sonra "normalmiş gibi" algılamaya başlar. O yüzden araştırmacılar, şişmanlıkla mücadeleye mümkün olduğunca erken başlanmasının önemini vurguluyorlar. Bu durumda özellikle çocukluk dönemindeki fazla kilolar daha da önem kazanıyor. 
  7. Şişmanlık Geni. FTO adı verilen bozuk bir gen, her 6 kişiden birinde aşırı yemekten sorumlu olduğu gösterilmiş. Bu konuda lider durumdaki araştırmacılardan R. Batterham, FTO genine sahip olan kişilerin aşırı yeme eğiliminde olduklarını, yüksek enerjili ve yağlı yiyecekleri tercih ettiklerini ve genellikle de şişman olduklarını söylüyor. Bu kişilerde doyma hissi diğerlerine göre çok daha geç ortaya çıkıyor (beynin yeter artık yeme komutu vermesi).

ÖZET
Obezitenin nedeni; basitçe enerji girişi ve tüketimi arasındaki dengesizliktir veya çok yemek ve az egzersiz yapmaktır demek çok ama çok yetersiz bir yaklaşımdır. Böyle anlamak ve böyle ifade etmek demek, obeziteyi anlamamışız demektir. Çok sığ ve yetersiz bir yaklaşım olur.
Obezitenin oluşmasına neden olan faktörler yukarıda kısmen detaylıca açıklandı. Başlıklar halinde hatırlayalım:
1. Metabolik faktörler
2. Genetik faktörler
3. Hareketsizlik
4. Endokrin (hormonal) faktörler
5. Irk, cinsiyet ve yaş faktörleri
6. Etnik ve kültürel faktörler
7. Sosyo-ekonomik durum
8. Yeme alışkanlıkları
9. Sigaranın bırakılması
10. Gebelik ve menopoz
11. Psikolojik faktörler
12. Gebelikte şeker hastalığı
13. Emzirme

Değerli okurlar, obeziteye kısa bir giriş yaptık. Lütfen devam etmek için menüden ilgilendiğiniz konu başlığını tıklayınız. 
 
yukari